40 civarında üniversitenin temsilcisi olan akademisyen ve öğrencilerden oluşan 200 kişi civarındaki ekibimiz, Perşembe günü Ankara AŞTİ karşısında buluştu. İlk hareket noktamız Anıtkabir'di. Tören nizamında Ata'ya saygı, AKÜ rektörü ve komutanlarla birlikte çelenk bırakılmasının ardından Anıtkabir'de bulunan müzenin rehberler eşliğinde anlatılarak dolaştırılması çok profesyonel olmuş bence. (Burada resim çekmek yasaktı, görüntü alamadım) Anlatılanlarla birlikte görsel olarak da doyurucu olan içerik, duygularımızı kabartmıştı ve gezi uygulamalı tarih dersi gibi oldu.
Aynı gün AKÜ'nün otobüsleriyle Afyonkarahisar'a ulaştık ve Tınaztepe Kredi Yurtlarında konakladık. Bu yurtların - kanımca - özel yurt konforunda oluşuna hayran kaldığımı belirtmek isterim.
Cuma ve Cumartesi günleri Afyonkarahisar'da gezdiğimiz bir çok tarihi mekandan bazıları şöyleydi: Eski Afyonkarahisar Evleri, Afyonkarahisar Kalesi, Millet Hamamı, Çiğiltepe Şehitliği, Büyük Taarruz Şehitliği, Utku Anıtı, Zafer Müzesi, Şuhut Atatürk Evi... Afyon Lisesini de görme fırsatım oldu.
AKÜ Ahmet Necdet Sezer kampüsünde düzenlenen Büyük Taarruz Panelini de keyifle dinlediğimi belirteyim.
Cumartesi akşamı Şuhut'a hareket ettik ve stadda düzenlenen etkinliklere katıldık.
Son olarak Cumartesi - Pazar arası gece boyunca uyumadık ve yürüyerek Kocatepe'ye tırmandık. Sabaha karşı enfes bir tiyatral tarih gösterisi olan 'Orta Asya'dan Günümüze Mehmetçik'in Hikayesi'ni izledik ve güneş doğarken de Fahir Atakoğlu'ndan piyano resitali dinlemekteydik. Güneşin doğmasıyla birlikte askerlerimizin top ve tüfekler eşliğinde an be an anlatılan Büyük Taarruz gösterisini aynen savaşı yaşıyormuş gibi izledik.
Fazla resim çekemedim çünkü bu etkinlikler boyunca üniversitemin tek temsilcisi olarak elimde tabela, bayrak, meşale gibi aksesuarlar taşımaktaydım. Sabaha doğru da rakımı 1800 m'den yüksek olan Kocatepe'de ciddi bir soğuk (5 dereceye kadar düştü) vardı ve ben gece yürüyüşünden dolayı ıslaktım (yedek giysilerime rağmen), sonuçta titreme sınırında üşüdüm ve ellerimi fazla kullanamadım.
Herşeye rağmen değdiğini düşünüyorum. 4 gün boyunca tarih soludum. 'Keşke bu tür gezilere tarih dersleri kapsamında öğretmenlerimiz eşliğinde gelebilseydik' dedim durdum. Daha aktif, daha gezgin tarih öğretmenleri istiyoruz...
Ekibimizde sigara içenlerin çokluğu benim için ilginç (ve üzücü) bir gözlem oldu. Tarih bilincine sahip olmaya çalışan gençlerimizin sağlık bilincinden yoksun oluşu üzerinde durulması gereken ayrı bir paradigma bence. Ve bazı akademisyenlerimiz de sigara konusunda iyi örnekler sergilemediler. Bazılarının - nedenini anlayamadığım ya da bana öyle gelmiş olabilir - mağrurumsu tavırlarına rağmen ekip elemanları fena değildi.
Özellikle belirtmek istiyorum ki etkinlikte görevli olan arkadaşlar yardımsever, güleryüzlü ve profesyonel tavırlarıyla takdirimi kazandılar. Tanıştıklarıma (Murat, Orkun, Gökhan, Eda, Meltem, Emre, İsmail, Rıfat) ve hepsine buradan teşekkür ediyor ve tekrar görüşmek üzere diyorum.
Etkinlik boyunca tanıştığım birçok arkadaşım oldu. Hepsine selamlar...
Çanakkale'ye de bir gezi ile gidebilmeyi çok istiyorum...
İyi Bayramlar...