15 Oca 2009

Uzay yolu ve galaktik Dünya gemisi

Aşağıdaki yazıyı, Avrupa Birliği bünyesinde yayınlanan research*eu isimli bilimsel magazin dergisinin Eylül 2008 özel sayısındaki ön-kapak arkası giriş yazısından kendim çevirdim, buyrun okuyun:


Bu okuduğunuz cümlenin sonuna geldiğinizde yaklaşık 1350 km yol katetmiş olacaksınız. Siz bunları okurken, Dünya Güneşin etrafında çembersel bir yörüngede dönüyor. Güneş Sistemiyse kendi etrafında dönmekte olan Samanyolu Galaksisi içinde hareket halinde. Dahası, saniyede 270 km hızla genişleyen tüm evrenin hareketiyle katedilen mesafeyi saymıyoruz bile. Evet, gezegenimiz, -esasen karanlık ve donmuş bir kainatta, çoğunlukla da emniyet olmaksızın- en yüksek hızda ve mutlu (veya aymaz) bir şekilde üzerinde uçtuğumuz galaksilerarası bir seyir gemisi. Yol arkadaşlarımızsa, bizi öldürücü ışınlarıyla bombardımana tutan büyük bir yıldız ve aralarında herhangi bir çarpışmanın kabul edilemez olduğu bir dizi daha küçük yıldız. Yaşam tehlikeli/riskli değil mi? Gerçekten de öyle!

Evrendeki bu incelik, bu ürkütücü olağandışılık, bu makul benzersizlik, Dünya üzerinde yaşamın varlığını, rastgele olması olasılığında bile, bir tür mucize olarak görmemizi sağlıyor. "Seçilmiş"ler ya da belki de sadece "şanslı"lar olarak bizler, biraz düşününce, böyle bir olanağa sahip olmaktan haz duyarız. Bizler mucizevi/harikulade yaratıklarız ve bu nedenle de yokedilemeyiz.

Fakat, şimdilerde birşeyler değişmeye başlıyor. Uzay gemimizin başı dertte. Atmosferik koruma sağlayan mükemmel/ince kalkan hasar görüyor. Her yerde birşeyler bozuluyor: Isıtma sistemi, su sirkulasyonu, hava sirkulasyonu, hava durumu... Yeşil alanlar kuruyor. Balık tankı boşalıyor. Geriye kalan besin hammaddelerini ve içme suyu kaynaklarını hesaplıyoruz. Bu tam da Uzay Yolu filmindeki Atılgan gemisinde Kaptan Kirk'ün (Körk), baş mühendis Scotty'yi (Skati) köprüye çağırmasının zamanı! Bu tam da bizim kendi 'scotty'lerimizi (jeologları, sismologları, okyanus bilimcileri ve diğer dünya bilim uzmanlarını) çağırmamızın zamanı değil mi?



"Bay Skati, Bay Spak, kaptan Körk konuşuyor, kırmızı alarm, derhal köprüye!"

Nerede Türkiye'deki Skatiler ve Spaklar! :))
Bırakın, Türkiye Güvertesinin warp motorlarına kadar sızmış olan Ergenekon virüsünü, hukuk ve adalet ve emniyet sistemi temizlesin.
Gidin, gemideki alt güvertelerden birinde savunmasız mürettabatı katleden kontrolden çıkmış arızalı makineyi (makine kodu: mavi siyon) durdurmak için elinizden geleni yapın.
Gidin, gerçekten bilimle uğraşın! (Bu kendime: Yeterlik sınavına hazırlanın!)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder