30 Eki 2007

iki şey

Son yazılarımda sürekli alıntı takılıyorum ama en azından yazayım birşeyler...
İKİ ŞEY

-İki şey seni "nitelikli insan" yapar:
1. İradeye hakim olmak, kendini kontrol edebilmek
2. Uyumlu olmak

-İki şey sana "ekstra değer" katar:
1. Hitabet ve diksiyon eğitimi almak
2. Anlayarak hızlı okumayı öğrenmek

-İki şey seni geri bırakır:
1. Kararsızlık
2. Cesaretsizlik

-İki şey seni kaşif yapar:
1. Nitelikli çevre
2. Biraz delilik

-İki şey senin ömür boyu boşa kürek çekmemeni sağlar:
1. Baskın yeteneği bulmak
2. Cidden sevdiğin işi yapmak

-İki şey başarının sırrıdır:
1. Ustalardan ustalığı öğrenmek
2. Kendini güncellemek

-İki şey başarıyı mutlulukla beraber yakalamanın sırrıdır:
1. Niyetin saf olması
2. Ruhsal farkındalık

-İki şey seni milyonlarca insandan ayırır:
1. Sorunun değil çözümün parçası olmak
2. Hayata ve her şeye yeni (özgün, orijinal, farklı) bakış açısıyla
yaklaşabilmek.

-İki şey gelişmeyi engeller:
1. Aşırılık (abartmak)
2. Felakete odaklanmış olmak

-İki şey çözüm getirir:
1. Tebessüm (gülümseme, sırıtma veya kahkaha değil!)
2. Sükut (susmak)

-İki şey "kalitesiz insan"ın özelliğidir:
1. Şikayetçilik
2. Dedikodu

-İki şey çözümsüz görünen problemleri bile çözer:
1. Bakış açısını değiştirmek
2. Karşındakinin yerine kendini koyabilmek - empati

-İki şey yanlış yapmanı engeller:
1. Şahıs ve olayları akıl ve vicdan süzgecinden geçirmek
2. Haksızlık yapmamak

-İki şey seni gözden düşürür:
1. Demagoji (laf kalabalığı)
2. Kendini ağırdan satmak (övmek, vazgeçilmez göstermek)

Son zamanlarda biraz özeleştiri yapmam gerektiğini hissediyorum. Biraz dibe vurup yükselmek faydalı olsa gerek. Sorun şu ki bulunduğum havuz çok derin galiba ki henüz dibe vuramadım.

Yazı için Mustafa Hocama teşekkür ederim...

16 Eki 2007

kazanan ve kaybeden

E-posta arşivlerimde bir yazı ararken gözüme takılan bu yazıyı bloga da aktarmak istedim...
Siz hangisisiniz? Ben bir zaman kazanan bir zaman kaybeden olmaktayım.

KAZANAN, her zaman çözümün bir parçasıdır.
KAYBEDEN, her zaman problemin bir parçasıdır.

KAZANANIN her zaman bir programı vardır.
KAYBEDENİN her zaman bir özürü vardır.

KAZANAN, "Bu işi senin için yaparım" der.
KAYBEDEN, "Benim işim değil ki" der.

KAZANAN, her sorunda bir çözüm görür.
KAYBEDEN, her çözümde bir sorun görür.

KAZANAN, "Uzak ama yolu biliyorum" der.
KAYBEDEN, "Yakın ama yolu bilmiyorum" der.

KAZANAN, çakılların yanındaki çimeni görür.
KAYBEDEN, çimenin yanındaki çakılları görür.

KAZANAN, "Zor olabilir ama mümkün" der.
KAYBEDEN, "Mümkün ama çok zor" der.

KAZANAN, konuşmak yerine yapar.
KAYBEDEN, yapmak yerine konuşur.

KAZANAN, ağlamak yerine çalışır.
KAYBEDEN, çalışmak yerine ağlar.

KAZANAN, beynini çalıştırır
KAYBEDEN, çenesini ...

1 Eki 2007

dünyanın harikaları

Geçen haftanın başında Pınar bana bir mim patlatmıştı. Bu mim, tam da işlerin başladığı bir zamana geldiği için haftasonuna salladım. Gel gelelim, haftasonu da ilgilenemedim bu konuyla. N'apacağız? Blog yazılarına hepten ara vermek zorunda kalmak da zormuş. Neden ilgilenemiyorum derseniz? Ben de anlayamadım. Sürekli birşeyler çıkıyor uğraşacak; ve sonunda bu mimi bertaraf etmeye sıra gelmedi... Eh n'apalım, yapabileceğim birşey de yok bu noktada. Söz verdiğim halde yerine getirememek iyi birşey değil tabii, biliyorum ben de. Eninde sonunda hazırlayacağım artık yazıyı.

Bu arada bir haftadır ilgilendiğim başka bir konudan bahsedeyim: Anlaşmalı Avrupa üniversitelerinde öğrenci değişimi yoluyla bir dönem boyunca gittiğiniz üniversitede lisans veya lisansüstü programınızdan geri kalmadan branşınıza uygun derslerini almaya devam ederken hem dilinizi, hem de kültürünüzü geliştirmenize yarayan Erasmus programını duydunuz mu?

(Not: Şimdilik mim kabul edemiyorum, çünkü üzerimde kalmasından endişeliyim)

Borçlu olduğum ilk ve son mim: Pınar'dan "resimli olarak dünyanın yedi harikası ile ilgili bir makale hazırlama" üzerine gelen istekti... Dediğim gibi geç de olsa yazıyı hazırlamaya çalışacağım...

İngilizce bilenler için bir yazı: How To: Beat the Procrastination Habit (Erteleme/Geciktirme alışkanlığından nasıl kurtulunur?)