28 Mar 2007

bir hayat inşa etmek


Posta kutuma düşen ve www.tommyswindow.com 'dan alıntı bir yazının çevirisini paylaşayım:

Yeterince yaşlanmış olan marangoz artık emekli olmaya hazırdı. Artık ayrılmak ve karısıyla birlikte kendisine daha çok zaman ayıracağı bir hayat sürmek istiyordu. Bu düşüncelerini patronuna da açtı. Maaşının eksikliğini belki hissedecekti ama emekli olmaya da ihtiyacı vardı. İdare edebilirlerdi.

Müteahhit, böyle iyi bir çalışanının işten ayrılmasına üzülmüştü. Ondan işi bırakmadan evvel tek bir ev daha yapmasını rica etti. Marangoz bunu kabul etti. Fakat bir müddet sonra çok da istekli olmadığı açıkça farkedilmeye başladı. Kalitesiz malzemeler kullanarak gelişigüzel bir iş çıkardı. Böylesine iyi bir kariyerin bu şekilde noktalanması üzüntü vericiydi doğrusu.

Marangoz işini bitirdiğinde, patron geldi, evi gezip gördü, anahtarları marangoza uzattı ve "Al burası senin evin, bu benim sana hediyem" dedi. Marangoz çok şaşırmıştı! Şaşırmak ne kelime; şoke olmuştu! Ne yazık! Eğer kendi evi olacağını bilseydi, herşeyi bambaşka yapardı.

Bizim için de bu böyledir. Biz de günden güne kendi hayatlarımızı inşa ederiz. Genellikle en iyi malzemeyi kulanmaz ve en iyi işi çıkarmaya çalışmayız. Sonra da inşa ettiğimiz bu evde yaşamak zorunda olduğumuzu farkederek hayretler içinde kalırız.

Eğer geriye dönüp baştan başlayabilseydik herşeyi çok daha farklı yapardık. Fakat ne var ki geriye dönemeyiz.

Siz hayatınızın inşaat ustasısınız. Hergün bir çivi çakar, bir tahta yerleştirirsiniz veya bir duvar örersiniz. Bugünkü davranışlarınız ve yaptığınız seçimler, yarınki "evinizi" inşa eder...

Akıllıca inşa edin! Hayatınızı inşa ederken, Tanrı'dan Ustabaşınız olmasını isteyin! O, size hayatınızı sağlam bir temel üzerine inşa etmeniz için yardımcı olacaktır.

Yazı alıntıdır... (e-posta için babama teşekkür ederim)

27 Mar 2007

Eskişehir Odunpazarı Evleri 2004

2004 yılının Mayıs ayında güzel bir gündü ve bir arkadaşla Eskişehir eski Odunpazarı evlerinin bulunduğu mahallelerde fotoğraf avına çıkmıştık. İşte o fotoğrafları bütün gece boyunca arşivlerimden arayıp buldum ve flickr'a yükledim. Buyrun izleyin...



Çok yakında yine gidip çekim yapmayı istiyorum. Bakalım neler değişmiş olacak...

Geçenlerde Devletşah hanımla odunpazarı konusundan bahsetmiştik bir e-postada. Aklımdayken halledeyim dedim ve bu fotoğrafları buldum. Aslında iyi de oldu. O zamanki acemi halimizle çekimlerim de fena değilmiş (gerçi şimdi de ustalaşmadık ama). Sağolsun beraberimdeki arkadaşım da oldukça yardımcı olmuştu konu seçiminde.

Not: Fotoğraflardan birinde bir çeşmenin yan duvarında benim adım yazılıymış; onun için çekmişim galiba. Yani ben yazmadım :p

26 Mar 2007

benbugunbunuogrendim ve devletşah

Seçme webloglarım arasına eklemiş olduğum sayfaları tanıtayım biraz.

benbugunbunuogrendim muayene ettiği hastalarından öğrendiklerini günlük şeklinde yayınlayan İzmirli bir doktorun sayfası. Çok hoş ve doğal bir üslupla yazılmış sayfadaki bütün yazıları bir haftasonumu harcayarak okudum. İlginç deneyimler. Sayenizde biz de öğreniyoruz dr ssbb.

devletşah ise Leonardo'nun makineleri sergisine gittiğim sırada tanıştığım bir hanımın sitesi. Çok doğal bir tarzda yazılar ve harika bir site tasarımı. Fotoğraf, ses ve videolarla yemek tarifleri, gezi notları, podcasting, paylaşımlar ve daha birçok şey.

Bu iki siteyi fırsat buldukça takip etmeyi düşünüyorum.

24 Mar 2007

Leonardo'nun makineleri

Yaklaşık bir aydır Ankara ODTÜ'de açık olan Leonardo'nun Makineleri sergisine ancak geçtiğimiz Cuma günü gidebildim.
Fotoğraflara buradan ulaşabilirsiniz. Teşekkürler Devletşah hanım :)

Sergiye girebilmek için 10:30 civarında sıraya girdiğimizde önümüzde bir babayla oğul vardı. Biz arkadaşımla sırada ölen vaktimizi değerlendirmek adına sohbet ederken arada onlara da takılıyorduk. Oğul iyice sıkılmıştı ve gitmek istiyordu, babası ise oğlunu sergiyi görmeden gitmeme konusunda motive etmeye çalışıyordu. Biz de Eskişehir'den gelip her hafta Cuma günleri girdiğimiz dersin çıkışında bu sergi sırasına abone olduğumuzu fakat yeterli bekleme azmini ancak bu son haftada gösterip ısrarla bekleyeceğimizi anlattık. Fakat vazgeçmelerine engel olamadık.

İki saate yakın sıra bekledikten sonra içeriye ancak girebilmiştik. Rehberler ise artık tekrar tekrar yaptıklarından olsa gerek, refleks haline getirdikleri rutin ve biraz da bezmiş anlatımlarıyla oldukça sıkıcı olmuşlardı. Üstüne bir de sergi alanının yetersiz oluşunu ve bizim gibi son güne kalmış ziyaretçilerin neden olduğu izdihamı eklersek son beş objeye geldiğimizde "uff gidelim artık" der olduk. Zaten gaflette bulunup kameramı götürmediğim için fotoğraf da çekememiştim. Ama yukarıdaki linkteki fotoğraflar ve bilgiler doyurucu olacaktır.

Neyse ki çıkışta odtü çarşı'da arkadaşlarla gittiğimiz Kalabalık'ta yediğimiz hamsi buğulama ve fırında helva tatlısı iyi gelmişti :)
(Hamsi buğulama'yı çeşitli baharatlarla daha iyi yapabilirlermiş gibi de geldi)

Değerli vaktini ve öğle yemeği parasını bana ve Mehmet'e ayırdığı için İbrahim'e teşekkür ederim :)

18 Mar 2007

sayısal fotoğraflar

Geçenlerde ünlü fotoğraf gurusu 'un internet sayfalarında gezinirken değişik bir teknoıloji gözüme çarptı. Özellikle çarptı, çünkü aynı konu -yüz tespiti- üzerine ben de bir master çalışması yapmıştım.
Yeni Digic III görüntü işlemcisi ile sayısal görüntülerde yüz tespiti ve takibi (face detection and tracking) kabiliyeti, dijital fotoğraf makinelerine kazandırılmış.


Böylece fotoğraf ve video çekiminde yüz görüntülerine odaklama ile insan yüzleri belirginleştirilebiliyor.

Bu teknoloji şu anda birçok powershot modelinde varmış. Canon'un Türkiye temsilciliğini erkayalar yapıyor. Fakat ürünler birçok yerden alınabilmekte. Yakın zamanda teşhir indirimi fırsatını değerlendirerek mavibilgisayar'dan kendime bir Powershot S2 IS edindim. Daha geniş çekimler için bu aletin geniş açı lensini (WC-DC58A) de ele geçirmeye çalışıyorum şu sıralar. Ama maalesef bu parça, lens adaptörüyle birlikte makinanın kendisinden pahalı :(


25.03.2007'de gelen edit:


Telefoto zoom lensini almanın -uzaktan görüntü avcılığı için- daha mantıklı olacağına dair aldığım önerileri da göz önünde bulundurarak Ankara Kızılay'da tripodfoto'ya gittim. Bana yardımcı olan Gökhan bey'le beraber katalogdan S2'ye özel üç adet parça bulduk. Bir adet geniş açı lens (kameranın odağını geriye çekerek daha çok alanı görmesini sağlar), bir adet telefoto zoom lens (kameranın optik zoom kapasitesini artırır), biri de bu iki parçayı takabilmek için lens adaptörü. Sordum başka adaptörle diğer lensleri de kullanamaz mıyız diye; kullanamıyormuşuz. Telefoto zoom lens 1.5x optik zoom sağlıyor. Yani kamera normalde 12x optik zoom'a sahipken bunu takınca 12x * 1.5x = 18x optik zooma ulaşabiliyor. fiyatı ise 140 avroydu galiba, yanlış hatırlamıyorsam lens adaptörü de 80 avro (bunlar dolar da olabilir hatırlamıyorum). Sonuçta değmeyeceğine karar verdik. S2'yi eklentisiz kullanacağım.

Gerçekten de S2 kompakt bir kamera fakat gelişmiş teknolojisi sayesinde kullanıcıya birçok manuel ayarı yapma imkanı veriyor. Fakat birçok durumda ayarları kameraya bırakmayı tercih ediyorum şimdilik.
Video çekiminin de gayet iyi oluşu doktora çalışmalarımda video örnekleri elde etmek için kullanabileceğim ayrı bir özellik. Bundan sonra alacağım kamerada ise nelere dikkat etmem gerektiğini bu makinayı kullanırken daha detaylı öğreneceğim. Profesyonel modeller olarak Canon olursa EOSD serisi, Sony olursa F828 olabilir. Ancak profesyonel kameralarla kompakt kameralar arasında bir fiyat uçurumu olduğu da alıcı açısından ayrı bir acı gerçek. Sayısal kamera almayı düşünenler için yukarıdaki linkini verdiğim tripodfoto sayfası çok yardımcı olacaktır kanımca.