4 Şub 2008

soğuk algınlığı ve grip (2)

Kendi geçirdiğim hastalıktan yola çıkarak, edindiğim bilgileri herkesle paylaşmak istiyorum. Çünkü tamamen iyileşmem 3 haftamı aldı!

Şuradaki yazıdan da kısmen yararlanarak soğuk algınlığı ile ilgili bilgiler vermek istiyorum. Bir iki ay geç kalmış bir yazı olsa da herkesin işine yarayacaktır. Hepimizin bildiği gibi şu sıralar kuzey yarımkürede kış mevsimi ve özellikle ülkemizde kışlar soğuk geçer. Dolayısıyla soğuk algınlığı ihtimali çok yüksektir bu aylarda. Fakat aşağıdaki maddeleri gündelik hayatımızda uygularsak hasta olma riskini de en aza indirebiliriz. Az çok hepimizin bildiği şeyler bunlar:

-- Ellerinizle yüzünüze dokunmaktan kaçının. Soğuk algınlığı virüsleri, göz, burun ve ağız yoluyla kolayca vücuda girebilir.
-- Özellikle ellerinizi sık sık yıkayın.
-- Hasta olan ve olması muhtemel insanlardan mümkün olduğunca kaçının. Bu, gerçekten de başarılabilir :) Herkesi öpmenize gerek yok.
-- Etrafınızı temiz tutun. Soğuk algınlığı virüsleri, ofiste telefonlarda, klavyelerde, farelerde veya merdiven tutamaklarında üç saate kadar yaşayabilir. Toplu taşıma araçlarında, özellikle tutamaklarda virüsler de (veya mikroplar da) seyahat eder :). Eğer sıklıkla dokunduğunuz yerlere hasta birisi dokunduysa buraları bir dezenfektanla temizlediğinizden emin olun.
-- Hastalığı ilk hissettiğinizde ekinezya ve bitki çaylarıyla vücut direncinizi artırın. Tavuk suyu çorbası da süper bir destektir.
-- Bol bol C vitamini ve vitamin desteği alın. Örneğin, her gün portakal suyu içmeyi veya portakal tüketmeyi deneyin. Kivi de bir alternatif.
Ve eğer hasta olan sizseniz, iyileşene kadar ortalıkta dolaşmayın, evinizde dinlenin. Düşünceli olun ve virüsü yaymamak için hapşırırken ağzınızı kapatın. Yine ellerinizi sıklıkla yıkayın.

Bu önlemler aslında bütün hastalıklardan korunmak için uygulanabilirler.
Şimdi biraz araştırma sonuçlarından bahsedelim: Soğuk algınlığı (nezle) ve grip genellikle aynı hastalıkmış gibi algılanmakta. Fakat bu ikisi, farklı virüslerin yol açtığı ve belirtileri farklı hastalıklardır. Vikipedi'den alıntı yapayım:
Nezle (Akut nazofarenjit), Rhinovirüsler denilen bir Virüs türünün neden olduğu ve acil tedavi gerektirmeyen, kendiliğinden 7-10 gün içinde geçen, burun akıntısı, ateş gibi belirtilerle ortaya çıkan bir enfeksiyon hastalığıdır.

Grip (İnfluenza) ise daha ani başlayan ve sıklıkla ateşin daha yüksek seyrettiği bir hastalıktır. Salgınlar yapar ve yatağa düşürür. Grip de normalde 1 haftada iyileşen bir hastalıktır.

Nezle veya grip için hiçbir antibiyotiği kullanmaya gerek yoktur. Çünkü antibiyotikler bakteriler için üretilmiş ilaçlardır ve virüslere pek etkili olamazlar. Hatta çapraz ve yanlış kullanım durumunda vücuttaki yararlı bakterileri de öldürüp olumsuz etki yapabilirler.

Doktorlar bu tip rahatsızlıklarda vücudu güçlendirici vitamin ve minerallerle birlikte, vücudun savunma mekanizmasında oluşan açıklara karşı savunma amacıyla antibiyotik önerirler. Nezle iyi tedavi edilmediği durumlarda orta kulak iltihabına, sinüzite veya bronşite yol açabilir.

Nezle için kanıtlanmış bir tedavi yoktur. En güvenilir tedavi yöntemi bol sıvı tüketmek ve istirahat etmektir.

Grip aşılarından bahsedecek olursak; Grip virüsü, genetik kodu çok çabuk bozulup değişebilen bir virüs olduğundan bir sene önceki virüs için üretilmiş aşı o yıl işe yaramayabiliyor. Dolayısıyla vücudun destek sistemini güçlendirici tedavi uygulamak, bol sıvı tüketmek ve istirahat etmek en güvenilir çözüm olarak görünüyor.
Ayrıca; Bilkent sağlık merkezinin şuradaki sayfasında da nezle ve grip hakkında ayrıntılı bilgiler verilmiş. Soğuk algınlığınızın iyileşmesini beklerken alınması gereken önlemlerden bahsedilmiş. Göz atmanızda mutlaka fayda var.
Kısacası vücudun kendi savunma sistemini destekleyip güçlendirerek bu hastalıklardan kurtulabiliriz. Ve en önemlisi hasta olmadan önce önlemini almak! (Bu yazı dizisinin birinci serisinde belirttiğim alınan bazı dersler kısmına bakınız!)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder